Destekleyici psikoterapi kavramı, 20. Yüzyılın başlarında hedefleri psikanalizin hedeflerinden daha sınırlı bir tedavi yöntemi olarak geliştirildi. O döneme kadar 19.yy sonlarında Freud, tüm psikoterapötik modalitelere zemin hazırlayan psikanaliz adını verdiği bir teknik geliştirmişti ve bu teknikten ancak Viyana sosyetesinin üst sınıfının, belirgin ego güçleri olan ve sorunları temelde intrapsişik olan üyeleri yararlanmaktaydı. Bununla birlikte psikiyatristler tarafından görülen hastaların büyük çoğunluğunun ekstra-psişik zorlukları da vardır. Örneğin yoksulluk, istismar, sosyal ve politik baskı gibi bu zorluklar kişilerin başetme kapasitelerini tehdit ediyordu. Destekleyici psikoterapi başlangıçta bu hastalar için bir tedavi seçeneği olarak doğdu. Bununla birlikte destekleyici psikoterapi bilişsel davranışçı ve öğrenme teorilerinden de temel almaktadır.
Destekleyici psikoterapide terapist hastaya empatik/içe bakan yeni bir deneyim sunar. Hastanın yaşadığı deneyimi/deneyimleri anlamlandırmasına ve bununla ilişkşili duygularına yakından bakabilmesine yardımcı olur.
Günümüzde en yaygın psikoterapi çeşididir. Çok geniş bir uygulama alanı vardır.
Hedefleri Nelerdir?
Destekleyici psikoterapinin hedefleri, psikodinamik terapilerden daha sınırlıdır. Destekleyici psikoterapinin terapist açısından hedefi
belirtileri azaltmak ve iyilik halini sürdürmek
özsaygıyı geliştirmek
ego işlevlerini güçlendirmek
uyumsal becerileri geliştirmek yoluyla bir ruhsal hastalığın yinelemesini önlemek ve hastanın belirtilerle daha iyi baş etmesine yardımcı olmaktır.
Kimlere Uygulanır?
Bu terapötik yaklaşım hastanın kısıtlılıklarını gözeten bir uyumsal kapasite geliştirmeye odaklanır. Bu kısıtlılıklar arasında;
Kişilik sorunları, karakter yapısı ya da savunma mekanizmalarıyla ilgili uyum bozucu özellikler
Doğal beceriler (gerçeklik testinin bozulması, bilişsel işlevlerde azalma, öğrenme zorlukları)
Yaşam olaylarıyla ilgili zorluklar (örneğin düşük eğitim ve sosyoekonomik düzey, kısıtlı sosyal imkanlar, göç etmekle ilgili zorluklar)
De dahil olmak üzere pek çok ruhsal yakınma ve tanıda destekleyici psikoterapi uygulanabilir. Kullanım alanı oldukça geniştir.
Hastanın hedefleri arasında ise kişiliğinin, yetilerinin ve yaşam koşullarının el verdiği olası en iyi işlevselliği sürdürmek veya yeniden kurmak yer alır.
DT, diadik yani ikili etkileşime dayanan ve terapistin aktif müdahalelerde bulunduğu bir yaklaşımdır. DT, de kullanılan bir diğer teknik hedef belirleme, cesaretlendirme, olumlu pekiştirme, davranışı şekillendirme ve modellemedir. Terapide değişimin gerçekleşmesi için yorum çalışması da hastanın kendi üzerine düşünme kapasitesi arttıkça yapılması gerekir. Ancak değişimin ilk taşlarının terapistin modellemesi aracılığıyla gerçekleşmesi gerekir.
DT, hastayı ve hasta yakınlarını hastalık ve hastanın olası sınırlılıkları ve kısırtlılıkları hakkında psikoeğitim verilmesini de içerir. Gerçekçi hedefler koymak, hastanın yaşamındaki stres ve kaygıyı azaltacak müdahalelere yönelmek ve hasta ve ailesinin uyumsal becerilerini geliştirmek destekleyici terapinin hedefleri arasında yer alır.
Kaynaklar
https://www.psychiatrictimes.com/view/supportive-psychotherapy-everyday-clinical-practice-its-riding-bicycle
https://tpdyayin.psikiyatri.org.tr/Book.aspx?book=5
https://books.google.com.tr/books/about/Textbook_of_Psychotherapeutic_Treatments.html id=7WLuS8SohT4C&printsec=frontcover&source=kp_read_button&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false